BAYRAĞINI, YÜKSELT.

DAHA, DAHA YÜKSELT.

YÜKSELT, BAYRAĞINI YUKARI.

****

KAHROLSUN,

EMPERYALİST-KAPİTALİST SİSTEM.

KAHROLSUN,

FAŞİZM.

YAŞASIN, SOSYALİZM...  YAŞASIN, KOMÜNİZM...


MARKS-ENGELS KİTAPLARI ARŞİVİ

LENİN KİTAPLARI ARŞİVİ

STALİN KİTAPLARI ARŞİVİ


Türkçe Kataer Hatası Düzeltme

Türkçe Kataer Hatası Düzeltme

PARTİLİ YOLDAŞLARIMIZI

SAYGIYLA VE SEVGİYLE ANIYORUZ

(sayfaya git)

ONLAR, KAVGAMIZIN SIRA NEFERİYDİLER.

ANILARINI MÜCADELEMİZDE YAŞATACAK,

ÖLENLERİN BOŞA ÖLMEDİĞİNİ BİLEREK SAVAŞIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ...


TESLİM OLMAYANLAR,

ÖLMEZ.

NEZAFETTİN KOÇAK'TA,

ÖLMEDİ.

Turgut Koçak:

Onu,

Nazım'ın şiirleriyle uğurladım

fakat içimin ateşi sönmedi...


KURULUŞ: 15-16 HAZİRAN 1974 

48. YILINDAYIZ...

SOSYALİZM YOLUNDAYIZ...

YAŞASIN

TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ (TSİP)


LOUİS ARAGON

(Fransa Komünist Partisi Üyesi)

"PARTİM,

BANA GÖZLERİMİ KAZANDIRDI...

BELLEĞİMİ DE..."


ABD YÖNETİMİ,

DÜNYA HALKLARININ

BAŞ DÜŞMANI'DIR.


AB'DEN HİBE ALAN

SOL ÖRGÜTLER VE YÖNETİCİLERİ

ALÇAKTIR, LİBERALDİR, İŞBİRLİKÇİDİR.


1938 - 2021

KURUCU GENEL BAŞKANIMIZ

AHMET KAÇMAZ'I

SEVGİYLE VE SAYGIYLA ANIYORUZ


PARTİMİZİN ÖNDERİ

GENEL BAŞKANIMIZ TURGUT KOÇAK


TSİP İZMİR İL ÖRGÜTÜ,

TMMOB'NİN

"GEZİ ONURUMUZDUR"

ETKİNLİĞİNE KATILDI.


18 YAŞINDAN GÜN ALDIYSANIZ.

PARTİ PROGRAMIMIZI OKUYUP BENİMSEDİYSENİZ.

 ÜYELİK FORMUNU BİLGİSAYARINIZA İNDİRİN, YAZICIDAN ÇIKTISINI ALIP DOLDURUN

0312 419 60 53 NO'LU TELEFONU YADA

0216 337 82 10 NO'LU TELEFONU ARAYIP BİLGİ VERİN,

SİZİ YÖNLENDİRELİM.

TSİP ADAY ÜYELİK BAŞVURU FORMU

PARTİ PROGRAMI VE TÜZÜK


(NOT: MARKS - ENGELS - LENİN - STALİN ARŞİVİ

(halkcephesi kütüphane) SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.)

GÖZ BEBEĞİMİZ DİSK...

GELENEĞE SÖZ VERDİK,

GELECEĞE TAŞIYACAĞIZ.

DİSK VE DİSK'E BAĞLI SENDİKALARIN WEB SİTELERİ

DİSK
http://www.disk.org.tr/

BANK-SEN
http://www.banksen.org.tr

BASIN-İŞ
www.diskbasinis.org

BİRLEŞİK METAL-İŞ
http://www.birlesikmetal.org

BTO-SEN
www.btosen.org.tr
CAM KERAMİK-İŞ
http://www.disk-camkeramikis.org
DEV MADEN-SEN
http://www.devmadensen.org.tr
DEV SAĞLIK-İŞ
http://www.devsaglikis.org.tr
DEV TURİZM-İŞ
http://www.devturizmis.org.tr/
ENERJİ-SEN
http://www.enerjisen.org
EMEKLİ-SEN
http://www.tumemeklisen.com
DEVRİMCİ YAPI-İŞ
http://www.devyapi-is.org
GENEL-İŞ
http://www.genel-is.org.tr
GIDA-İŞ
http://www.gidais.com
GÜVENLİK-SEN
http://www.guvenliksen.org.tr/
İLETİŞİM-İŞ
http://www.deviletisimis.org.tr
LASTİK-İŞ
http://www.lastik-is.org.tr
LİMTER-İŞ
http://www.limteris.com
NAKLİYAT-İŞ
http://nakliyatis.org

SİNE-SEN
https://twitter.com/DiskSine

SOSYAL-İŞ
http://www.sosyal-is.org.tr
TEKSTİL
http://www.disktekstil.org

TÜMKA-İŞ
http://www.tumkais.org

TSİP RESMİ WEB SİTESİ:
https://www.tsip1974.org/
https://www.facebook.com/tsip15161974
https://www.facebook.com/tsip1974
STALİN KOMÜNİZMDİR
https://www.facebook.com/groups/345728572561507/
BU SAYFA, DOST VE KARDEŞ ÜLKE SURİYE HALKININ HABERLERİNE AYRILMIŞTIR.
https://www.facebook.com/groups/tsip15161974
UYAN ARTIK UYAN UYAN ESİRLER DÜNYASI
https://www.facebook.com/groups/2028259010571656/
"BU SAYFA, DİRENEN YOKSUL YEMEN HALKININ HABERLERİNE AYRILMIŞTIR."
https://www.facebook.com/groups/1740767676034913/
https://twitter.com/turgutkocak2009
https://twitter.com/TsipGenelSek
MAİL ADRESLERİ:
tsip15161974@gmail.com
tsip.ali.oner@gmail.com
tsip1974@hotmail.com
tsip@tsip1974.com
tsip.ali.oner@hotmail.com

turgutkocak2009@hotmail.com

DOST VE KARDEŞ ÜLKE SURİYE,

İŞTE BU KADAR GÜZEL.


PARTİ PROGRAMIMIZIN 'OR KODU'NU TELEFONUNUZA TARATIN.

İSTEDİĞİNİZ ZAMAN,

İSTEDİĞİNİZ YERDE OKUYUN.

PARTİ PROGRAMI VE TÜZÜK

Not: Programımızı okuyup benimseyen 18 yaşından gün almış herkes, partimize aday üyelik için başvurabilir.


PARTİMİZİN 1993 YILI 3. GENEL KURULUNDA YAPILAN KONUŞMALARI, TARİHİ ÖNEMİ NEDENİYLE YAYINLIYORUZ.

VELİ GÜRCAN YOLDAŞIN KONUŞMASI-1


VELİ GÜRCAN YOLDAŞIN KONUŞMASI-2


VELİ GÜRCAN YOLDAŞIN KONUŞMASI-3


GÜLTEKİN GAZİOĞLU YOLDAŞIN KONUŞMASI


TURGUT KOÇAK YOLDAŞ, KENDİ YAZDIĞI ŞİİRİ FIRTINA ÇOCUKLARI'NI OKUYOR

GENEL MERKEZ

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

Karanfil 1 Sokak No:24  Kat:5 Daire. 16

Kızılay - Ankara

TEL: 0312 419 60 53

ANKARA İL ÖRGÜTÜ

CELAL FİL (BAŞKAN)

Karanfil 1 Sokak No:24 Kat:5 Daire. 16

Kızılay - Ankara

TEL: 0312 419 60 53

ÇANKAYA İLÇE ÖRGÜTÜ

AYŞE SELMA ÖZKÖKLÜ (BAŞKAN)

Karanfil 1 Sokak No:24  Kat:5 Daire. 16

Kızılay - Ankara

TEL: 0312 419 60 53


MAMAK İLÇE ÖRGÜTÜ

NECDET COŞKUN (BAŞKAN)

TIP Fakültesi Caddesi No: 233/8 Tuzluçayır

Mamak - Ankara

İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ

ADEM YAKAR (BAŞKAN)

Osmanağa Mah. Nüzhetefendi Sok.

Başaranoğlu İş Hanı No.20 Kat.4 Daire. 6

KADIKÖY- İSTANBUL

TEL: 0216 337 82 10

KADIKÖY İLÇE ÖRGÜTÜ

MÜNÜR BİRCAN (BAŞKAN)

Osmanağa Mah. Nüzhetefendi Sok.

Başaranoğlu İş Hanı No.20 Kat.4 Daire. 6

KADIKÖY- İSTANBUL

TEL: 0216 337 82 10

İZMİR İL ÖRGÜTÜ

NESRİN AYRANCI (BAŞKAN)

Fevzipaşa Mah. 847 Sk. Fatma Girgin İşhanı No. 15/201

KONAK / İZMİR


TSİP KONAK İLÇE ÖRGÜTÜ

İLÇE BAŞKANI: TÜRKER GÜLAY

Fevzipaşa Mah. 847 Sk. Fatma Girgin İşhanı No. 15/201

KONAK / İZMİR


TSİP KARABAĞLAR İLÇE ÖRGÜTÜ

İLÇE BAŞKANI: DİDEM ÖZLEM ÇIRAK

Fevzipaşa Mah. 847 Sk. Fatma Girgin İşhanı No. 15/201

KONAK / İZMİR

MUĞLA İL ÖRGÜTÜ

DERYA DÜŞÜNÜR (BAŞKAN)

Şeyh Mah. İnönü Cad. Doğruel İş Merkezi Kat:3/6

MUĞLA

MENTEŞE İLÇE ÖRGÜTÜ

MEHMET AYDIN (BAŞKAN)

Şeyh Mah. İnönü Cad. Doğruel İş Merkezi Kat:3/6

MENTEŞE / MUĞLA

ÜNYE İLÇE ÖRGÜTÜ

SALİM OĞUZ (BAŞKAN)

Burunucu Mah. Kaymakam Sok. No: 17

ÜNYE - ORDU

ÇANAKKALE İL ÖRGÜTÜ

Kemalpaşa Mah. Cumhuriyet Meydanı Çelik İş Hanı No.10 Kat.1  D.1

ÇANAKKALE

WEB SİTEMİZDEKİ YAZILARIMIZDAN
Bartolome de la Casas - Kızıl Derililer Nasıl Yok Edildi
Boris Lvovic Vasilyev / Sakindi Oranın Şafakları
Tarık Akan / Anne Kafamda Bit Var
MAKSİM GORKİ / ANA
Mitka Gribçeva / SENİ HALK ADINA ÖLÜME MAHKUM EDİYORUM
Gladkov - Fabrika
Dolores İbarruri / Faşizmi Ezeceğiz
İlya Grigoryeviç Ehrenburg / Dipten Gelen Dalga
Paul Lafargue / Tembellik Hakkı

TERZİ FİKRİ UNUTULAMAZ

YALANCININ MUMU

TSİP NASIL OLSAYDI NE OLURDU?

KAPİTALİST SİSTEM HIRSIZLIKTIR AHLAKSIZLIKTIR
SOSYALİSTLER VAR TSİP VAR GELECEK VAR

SOSYAL DEVLET Mİ? SOSYAL HALK MI?

GEREKSİZ TARTIŞMALAR
NE KADAR DA İKİYÜZLÜSÜNÜZ
ÖMER GÜRCAN
SOSYALİST SOL SEÇENEK OLABİLİR Mİ?
MUHALEFET NASIL YAPILIR?
FAŞİZM Mİ? İŞTE FAŞİZM!
TEK ADAM VE AYNA
ÜLKE BABALARININ ÇİFTLİĞİ OLDU
YARGIYA BAK TARAFSIZLIĞI GÖR
AKP VE SARAY = ZAM, ZULÜM; İŞKENCE
PARTİLİ YARGIÇ İSTER MİSİNİZ?
SİZ BUNA DEMOKRASİ Mİ D İ Y O R S U N U Z ?
DEVRİMBAZLIK MI? DEVRİMCİLİK Mİ?

12 MART FAŞİZMİ

MAFYA ÖYKÜSÜ GİBİ BİR ŞEY
KARŞIDEVRİMCİLER
KAPİTALİZM BİTTİ KURTULUŞ SOSYALİZMDE
SOSYALİZM DÜŞ MÜ GELECEK Mİ?
ANILAN FAKAT BİLİNMEYEN DENİZLER

TOPLUMU UYUTMA YOLLARI

HDP KAPATILSIN DİYENLERE
FAŞİZM VE GERİCİLİKLE NASIL SAVAŞILIR?
KİM BU TEVFİK GÖKSU?
LİBYA’YA ASKER YA DA ATEŞ KES
1960’LARDAN BUGÜNE SOSYALİST HAREKET-1  TİP
1960’LARDAN BUGÜNE SOSYALİST HAREKET-2  TSİP
NEDEN SOSYALİZM?
TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ'Nİ TANIYOR MUSUNUZ? -1
TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ'Nİ TANIYOR MUSUNUZ? -2
TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ'Nİ TANIYOR MUSUNUZ? -3
İŞİN NERESİNDEYİZ
SOSYALİZM DÜŞ MÜ GELECEK Mİ?
KISA POLİTİK DEĞERLENDİRİMLER VE TSİP’İN KURULUŞU
İDLİB DENİLEN HİKAYE
EVDE OTUR DEMİR YE!
DÜNYADA EN ÇOK HAİNİN BULUNDUĞU ÜLKE HANGİSİDİR?
AFRİN LOKUMU
HER ŞEYLERİ YALAN DOLAN BELGE VE BİLGİLERİ SAHTE
AZİZ NESİN VE HALK MASALLARI / Toplam 24 Masal
SOLAK SOL MU? SOSYALİZM Mİ?
SOLUN GENEL DURUMU
 SURİYE’DEN SONRA LİBYA BATAĞI
TSİP KOMÜNİST OLMAYANLARA DOKUNUR
SURİYE’DE NE OLUP BİTTİ
HDP’NİN KARARI
TEHLİKELİ OLAN SADECE KORONA VİRÜSÜ MÜ?
TROÇKİ VE TROÇKİZM ÜZERİNE
HAİN TROÇKİ
TROÇKİ STALİN VE KIZIL ORDU
TROÇKİ'DEN TİTO'YA
TROÇKİ FRANKO HİZMETİNDE
TROÇKİ VE LENİNE KARŞI KOMPLO
LENİN'İN 50. DOGUM YILDÖNÜMÜ VESİLESİYLE KONUŞMA - Stalin 1920
TRANSKAFKASYA'NIN SOSYALİZM MASKELİ KARŞI-DEVRİMCİLERİ - Stalin 1918
BOLŞEVİK PARTİNİN SAVAŞ, BARIŞ VE DEVRİM SORUNLARINDAKİ TEORİ VE TAKTİĞİ - Stalin
Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni - Romada Devlet / Engels
POLİS DEVLETİ NASIL OLUR?
SENDİKALAR, MESLEK KURULUŞLARI, KOMÜNİST İŞÇİ PARTİLERİ LİNKLERİ
ÖRGÜTSÜZLÜĞÜ KUTSAYANLAR YA DA BOŞ GEVEZELİKLER…
TOPLAM 3563 GÜNLÜK "HER GÜN" BAŞLIKLI YAZIYA BAKMAK İÇİN TIKLAYINIZ

WEB VE MAİL ADRESLERİMİZ

TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ (TSİP)

SOCİALİST WORKERS' PARTY OF TURKEY

KURULUŞ:

15-16 HAZİRAN 1974

ORGANIZATIONS:

15-16 JUNE 1974

48. YILINDA... SOSYALİZM YOLUNDA...

EKİN SANAT DERGİSİ

İSTANBUL İL TEMSİLCİLİĞİ

Osmanağa Mah. Nüzhetefendi Sok.

Başaranoğlu İş Hanı No.20 Kat.4 Daire 6 -.7

 KADIKÖY- İSTANBUL

TEL: 0216 337 82 10



 


 

 


VATAN SİZİN ÇİFTLİKLERİNİZ Mi?

TURGUT KOÇAK (GENEL BAŞKAN)

16 NİSAN 2023

Sokak söyleşisi yapanların mikrofonuna yansıyan AKP’lilerin sözlerini işittikçe bir hâl oluyoruz. Alan efendim ekonomi batmışmış, çıkmışmış ne önemi varmış önemli olan vatanmış. Fabrikalar, kurum ve kuruluşlar mı satılmış varsın satılsınmış. 400 bin doları bayılana da yurttaşlık verilse sanki ne olacakmış önemli olan vatan değil miymiş? Ormanlarımız yağmalanıyor, derelerimi kurutuluyor, göllerimiz yok ediliyormuş. Maden sahası olarak ilan edilen ülkenin cennet parçaları yabancılara verilse ne olurmuş ki önemli olan vatan değil miymiş?

Bugün Cumhuriyet’in fabrikalarının yerinde yeller esiyormuş ama İHA ve SİHA’mız varmış. Zaten vatan demek de bu değil miymiş? Sonra efendim, “Kanal İstanbul” çevresi ranta açılıp talan edilmiş, yabancılara satılmış ama vatana bir şey olmuyormuş ki vatan yerinde duruyormuş. Sonra Tank Palet fabrikası Katarlılara satılsa ne olacakmış ki önemli olan hür yaşamak değil miymiş? Türki Cumhuriyetler kaç yıl esaret altında yaşamışlar. Biz öyle miymişiz ama hür hür hava ile civa ala ala memleketimizin şehirlerinde dolaşmıyor muymuşuz?

AKP’li kadınlar seviyorlarmış işte Tayyip’i. Adamlarsa ekmek olmadan, temel ihtiyaçları bile karşılanmadan yaşarlarmış ama hiç vatansız yaşanır mıymış? Bu tür insanların tuzu kuru sokaklarda din tüccarlığı yapa yapa ya da iktidara yanaşıp birer besleme olmuşlar ama ülkenin gidişatından hiç de şikâyetçi değillermiş. Şehir hastanelerinin, köprülerin, tünellerin, havaalanlarının, YHT hatlarının kaça yapıldığı niye sorulsunmuş yapan yapıyormuş işte. Daha ne istiyor muşuz, Allah’tan belamızı mı istiyormuşuz? Tayyip babaları iktidara geldiği günden beri bunlara bakıyormuş. Sanki Tayyip babaları bu türlere babasının malını veriyor. Ne demişler ucuz sirke baldan tatlıdır. Hele bir de bedava olursa yeme de yanında yat tadından yenmezmiş. Vatan başka türlü nasıl olurmuş ki? Yediğin önünde, yemediğin arkanda. Ülkenin vergileri vurgunculara ve bedavacılara yetiyormuş da artıyormuş bile.

Hani bir de Erdoğan’ın ekonomistliğine soyunanlar yok mu ettikleri sözün ne aslı var ne de astarı. Dolar 20 Lirayı geçse ne olurmuş geçmese ne? Dolardan bize neyimiş? İşi de be cahil cühela Türkiye AKP iktidarı ile birlikte her bir şeyi dışardan alır olmadı mı? Bu aldıkları şeyleri alırken dolar mı ödüyor yoksa tezek mi? Ya da şöyle diyelim her ay cari açık ülke ekonomisini ne hale sokuyor biliyor musunuz be cahil sürüsü? Tayyip babanız gibi ekonomist olmaya soyunursanız çuvallarsınız işte. Eğer ekonomi bilmek salt “Faiz sebep enflasyon sonuç” demek olsaydı sizin gibi dinci takımı ekonomi profesörü olup çıkmaz mıydı?

Bir yurttaş alım gücünün düştüğünden, et, süt vb. ihtiyaç maddelerinin önünde kuyrukların uzayıp gittiğini söylese hemen oradan birisi ben diyor 60 yaşındayım biz geçmişte o kuyrukları çok gördük. Geçmişte kuyruk olmadı değil oldu da şimdiki gibisine ne denk geldik ne de tanık olduk. Bire hokkabazlar niye yalan üfürüp duruyorsunuz.

Sonra bellemişsiniz, herkese terörist demeyi ağzınızdan işe yarar tek söz çıktığı yok. Hemen her konuda çuvallıya çuvallıya bu ülkeyi batırdınız. Deprem bölgesinde yapıp ettikleriniz ortada ama yine de ders çıkarmaya gelince o gözelere basmıyorsunuz bile.

Hele bazı mikrofon uzatılan depremzedeler var. Bunların sayısı çok değil de ağızlarından çıkan sözler söz değil. Tayyip babaları deprem bölgesinden çıkarmış, bir otele yerleştirmiş, ceplerine harçlıklarını koymuş daha ne yapacakmış ki?

Hani ben böylelerine ne desem ki? Onlara da şunu demesem olmayacak. Depremzedelerin sizi ahı tutsun ahı…

Vatan vatan deyip duruyorsunuz ya varsa içinizden vatan neymiş tarif edin de görelim. Hani vatan sizin her fırsatta söylediğiniz “vatan, millet, Sakarya” demek vatan değil de buyurun anlatın da bilelim neymiş? Toprak değil, ırmak, deniz, göl, dağ, bağ bahçe, şehir, yol, köprü değilse başka ne olabilir ki? Siz bize uzayda bir boşluğu mu anlatıyorsunuz?

Eğer boşluksa sizden daha iyi boşluk mu olur? Vatan benim de çık o zaman geri kalanları da zaten hain olarak gördüğüne göre bizler de olmazsak ülkede satmadık ne çöp bırakırsınız siz ne de ot…

TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN "HER GÜN" BAŞLIKLI ÖNCEKİ YAZILARI

12 ŞUBAT 2023

"GÜNCEL NOTLAR"

TURGUT KOÇAK (TSİP GENEL BAŞKANI)


Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla.

Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat…

sayın cumharbaşkanımızın tal…sayın cumhurbaşkanımız…

sayın cumhurbaş…

sayın cumhur…

sayın cum…

sayın…

sa…

iktidarınızda böyle bitecek güç tapıcıları…

**************

AFAD’ın bütçesi 8 milyar lirayken Diyanet’in bütçesi 36 milyar liraymış.

Şimdi anladınız mı neden yıkılıyoruz.

Şimdi anladınız mı Cuma hutbesinde Diyanet bütün camilerde niye safsata okutup duruyor.

AFAD’ın çok bile çünkü böyle bir kuruma da gerek yok…

***********

TSİP1974.ORG

TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ (TSİP)

SOCIALIST WORKERS PARTY OF TURKEY

KURULUŞ: 15-16 HAZİRAN 1974

ORGANIZATIONS: 15-16 JUNE 1974
 

21 OCAK - 04 ŞUBAT 2023

1- Özel okullardaki yüksek fiyat artışları ve bu durumun velilere ve çocuklara getirdiği ekonomik yükler günden güne daha büyük sorun ve sıkıntılara yol açıyor.

Özel okullara getirilen % 65’ lik zam oranının sadece ara sınıfları kapsayıp, 1, 5 ve 9. Sınıfları kapsamaması, bu sınıflardaki ücret artışlarının çok yüksek düzeyde gerçekleştirilmesine neden olmuş; bu da hem velilerin; hem de okula giden çocuklarının okul ve eğitim masraflarının aşırı biçimde artmasına, mağduriyetlerinin büyümesine neden olmuştur.

Bunun dışında özel okullarda yemek, kırtasiye ve genel gider masraflarına % 300’lere kadar varan zamlar yapılıp, çoğu zaman yönetmeliğe aykırı olarak bu hizmetlerin alımı da zorunlu tutulmaktadır.

Bu yüzden özel okullarda eğitim, birçok aile için çok pahalı hale geldiğinden dolayı özel okullardaki öğrenci sayısı da azalmaktadır.

Bunun dışında özel okullarda çalışan öğretmenlerin aldıkları maaşlar da birkaç okul müstesna asgari ücret düzeyinde veya asgari ücretin biraz üzerindedir.

Hatta kimi öğretmenlerin maaşı son zamlardan sonra asgari ücretin bile altında kalmıştır.

Bu da özel okullarda çalışan öğretmenlerin ekonomik açıdan ne kadar zor durumda kaldığını, ne kadar güç duruma itildiğini ortaya koyuyor.

Nitekim Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanının açıklamasına göre de Covid-19 salgın hastalığıyla ilgili pandemiden sonra özel okullardaki öğrenci ve öğretmenlerin sayısı azalmıştır.

Pandemiden önce 1,5 milyon olan öğrenci sayısı azalarak 1 milyon 250 bine inerken, öğretmen sayısı da 170 binden 150 bine inmiştir.

Bu da özel okullardaki yüksek fiyat artışlarının ve öğretmenlerin ücretlerinin alım gücündeki düşüşün bir sonucudur.

Sonuç olarak AKP-Saray Hükümeti döneminde eğitim tüketilen bir meta haline gelmesi büyük bir hız kazanmış, eğitimin geniş ölçüde sermayenin kar ve kazanç sağladığı piyasaya dönük bir faaliyet haline gelmesi, hem eğitim masraflarının astronomik miktarda artarak velileri ve çocuklarını ciddi bir biçimde zorlamasına neden olmuştur.

Bunun dışında özel okullarda ücretli bir işçi konumunda olan öğretmenler de asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üstünde bir ücretle eğitim hizmeti vermeye zorlanmışlardır.

Bu gelişmeler, bir yandan eğitim emekçisi olan öğretmenlerin çoğunu yoksulluğa, sefalete itip, mesleklerinden uzaklaştırıp soğuturken, öğrencilerin ve velilerin de gittikçe fiyatı artarak pahalılaşan eğitim hizmetlerinden ve nitelikli bir eğitimden daha az yararlanabilecek bir duruma düşmüşlerdir.

AKP İktidarından önce başlayan, AKP İktidarı ile tavan yapan eğitimin piyasaya dönük bir meta haline gelmesi süreci, AKP’nin iktidara gelmesinden çok önce, daha ANAP İktidarı döneminde başlamıştır.

Sermaye düzeninin içinde bulunduğu pazar sorununu ve tıkanıklığını gidermek için kamu hizmetlerinin de piyasaya açılıp özelleştirilmesini savunan bu süreç, 1990’lı yılların ortalarına doğru Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde hız kazanarak, AKP-Saray İktidarı döneminde en yüksek düzeye ulaşmıştır.

Böylece AKP İktidarı, eğitimde özelleştirmeyi ve eğitim hizmetlerinin piyasa koşullarına ve tekelleşmiş sermayeye bırakılmasını en üst düzeye getirerek sermaye düzenine ve tekelleşmiş sermayeye her alanda olduğu gibi eğitim alanında da en büyük hizmeti sağlayan iktidarlardan biri olduğunu göstermiştir.

**********
2-
Geçen yıl şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı bu yıl birinci yılını doldurmaya başlarken, ABD, NATO ve Federal Almanya’nın açıklamaları ve kararlarıyla daha da derinleşip, sertleşerek, Rusya ile NATO ve ABD arasında açıktan bir mücadele ve savaşa dönüşmeye başladı.

Rusya’nın da NATO’ya ve ABD’ye karşı tutumunu ve söylemini sertleştirmesiyle birlikte ABD, NATO ile Rusya arasında büyük bir çatışmanın çıkması olasılığı arttı.

ABD, bir yandan NATO içindeki liderliğini koruyup NATO’yu ayakta tutmak; diğer yandan da dünya ve Avrupa siyasetindeki gücünü korumak, Avrupa’daki egemenliğini devam ettirmek için Ukrayna’daki Zelenski önderliğindeki kukla yönetimi kullanarak Rusya’yı kışkırtıp Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasına neden olmuştur.

Amerikan Yönetimi, bu savaş boyunca da bir yandan NATO’yu Rusya’nın sınırlarını daha fazla kuşatıp çevirecek şekilde kuşatmak amacıyla İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesini teşvik edip desteklerken; diğer yandan da Fransa ve Federal Almanya başta olmak üzere NATO üyesi ülkelere baskısını arttırmıştır.

Bunun sonucunda bu ülkeler Rusya’ya karşı daha şahin bir siyaset izlemeye, sert tedbirler almaya ve Rusya’ya karşı aldıkları bu sert tedbirleri arttırmaya zorlanmaktadırlar.

Bütün bunların sonucunda Federal Almanya ve Fransa, Rusya’ya yönelik yaptırımları arttırırken, Federal Almanya Yönetimi, Amerikan Yönetimi’ne boyun eğerek ABD’nin de yardım etmesi ve tank göndermesi karşılığında Ukrayna’ya Rusya’ya karşı kullanılabilmesi için Alman Ordusu’nun ve NATO’nun en iyi tanklarından biri olan Leopard Tanklarını gönderme kararı almıştır.

Öte yandan ABD’nin de Ukrayna’ya en iyi Amerikan Tankları arasında yer alan Abraham Tanklarını gönderme kararı alması, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın daha da şiddetleneceğini ve önümüzdeki ilkbaharda büyük çatışmaların olacağını gösteriyor.

Zira bu gelişmeler karşısında Rusya’da Ukrayna’daki askeri birliklerini takviye edip güçlendirerek daha modern ve güçlü silahlarını Ukrayna’ya sevk edecektir.

Bunun yanında ABD Yönetimi ve NATO, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımları da genişletme kararı almışlardır.

Böylece Amerikan ve Batı Emperyalizmi, büyük bir dünya savaşı, hatta nükleer bir savaşın başlaması tehlikesine rağmen karşılarında büyük bir güç ve engel olarak gördükleri Rusya’yı sıkıştırmakta ve zayıflatmakta ısrarlı olduklarını ortaya koymuşlardır.

Kuşkusuz ki bu kararların alınmasında en büyük etken, ABD Yönetimi ve Amerikan Emperyalizminin dünya üzerindeki hâkimiyetini sürdürme isteğidir.

ABD Yönetimi ve NATO, Doğu Avrupa’da Rusya-Ukrayna Savaşı’yla Rusya’yı oyalayıp zayıflatırken, Asya-Pasifik Bölgesi’nde de Japonya, Güney Kore gibi ülkelerin yönetimlerini Çin’e karşı kışkırtmaktan kaçınmamakta, bu ülkeleri Çin’e karşı silahlandırmaya cesaretlendirmektedirler.

Öte yandan da ABD, Filipinler’de Çin’i ve bölgedeki etkinliklerini kısıtlamak ve kontrol altında tutmak için 4 büyük üs kurmuştur.

Böylece Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya’nın etkin desteğinden ve yardımından yoksun kalan Çin’in Asya ve Pasifik Bölgesi’nde sıkıştırılması ve zayıflatılması hedeflenmektedir.

Burada Amerikan Emperyalizminin ve ABD Yönetimi’nin en büyük hedefinin Çin olduğunu, zira Çin Halk Cumhuriyeti’nin ekonomik ve teknolojik alanda sağladığı gelişmeyle ABD’nin ekonomik hegemonyasını en çok tehdit eden ülkelerden biri olduğunu da unutmamak gerekir.

Bunun yanında İran’a yönelik olarak İran’daki bir askeri üssün İHA’larla vurulması da Amerikan ve Batı Emperyalizminin Rusya ve Çin’i kuşatıp zayıflatma ve kendilerine karşı çıkan güçleri etkisiz hale getirme politikasının bir sonucu olarak düşünülmelidir.

Bu politikalara ise Rusya ve Çin’de askeri güçlerini arttırarak ve savaş güçlerini takviye ederek karşılık vermektedirler.

ABD’nin en büyük emperyalist güç olarak batılı güçlere de boyun eğdirerek onları da daha saldırgan bir siyasete zorlamış olduğu bu tutum, bir yandan tüm dünyada gerici-faşizan ve şoven politikaları ve örgütleri güçlendirirken, diğer yandan da üçüncü dünya savaşına gidecek bir büyük savaşın gerçekleşmesi olasılığını arttırmaktadır.

Bu durum, insanlığın ve bütün halkların geleceğini ciddi bir biçimde tehdit ve tehlike altına düşürmektedir.

Buna karşın uluslararası alanda bu tehdidi önleyecek, etkisinin önemli ölçüde azaltılmasını sağlayacak 3. Enternasyonal’de olduğu gibi komünist partilerin uluslararası örgütlenmesine dayanan bir gücün olmaması önemli bir eksikliktir.

Ayrıca Sovyetler Birliği ve Sosyalist Ülkelerden oluşan Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra ABD’nin başını çektiği emperyalist güçlerin daha saldırganca hareket etmesi, Amerikan Emperyalizminin, kendi müttefiklerine de baskı yaparak daha saldırgan politikalara yönelmesi, dünya barışının ve tüm insanlığın eskisinden çok daha büyük bir savaş tehdidi ve tehlikesi altına düşmesine neden olmaktadır.

Bu aşamada tüm dünyadaki Marksist-Leninist parti ve örgütlerin hem kendi ülkelerinde; hem de uluslararası alanda örgütlenmeleri, başta Amerikan Emperyalizmi olmak üzere emperyalizme ve tekelleşmiş kapitalizme karşı mücadele etmeleri, emperyalizmin ve Amerikan Emperyalizminin en güçlü saldırı örgütü olan NATO’ya karşı etkili bir halk mücadelesi başlatmaları için zorunludur.

Türkiye’de ise AKP-Saray Hükümeti, şimdilik Rusya’ya uygulanan ambargolara katılmayarak, Rusya Yönetimi’ne daha yakın davranarak, İran’la olan ilişkileri koruyarak NATO ve ABD’nin baskılarına karşı koyuyor.

Bunun yanında İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınması konusunda da NATO ve Amerikan Yönetimleriyle pazarlığa oturuyor.

AKP-Saray İktidarının tüm dünyada ve Ortadoğu’da süren, son dönemlerde de özellikle Ukrayna Savaşı nedeniyle şiddetlenen ABD-NATO ve Rusya çatışmasından ve anlaşmazlığından yararlandığı, hem bu yolla; hem de Rusya’dan alacağı destekle iktidarını sürdürmeye çalıştığı bir gerçektir.

Ancak AKP-Saray Hükümeti, NATO’ya, Amerikan Emperyalizmine ve karşı çıkmamış, uzun süren iktidarı döneminde birçok konuda onlarla işbirliği yapmaktan, NATO’nun ve ABD’nin Ortadoğu ve Afrika’daki kirli ilişkilerine ve müdahalelerine katılmıştır.

ABD ve NATO İle Rusya arasındaki mücadelenin sertleştiği ve Türkiye Yönetimi’nden giderek tarafını seçmesi için ABD tarafından daha fazla baskının yapıldığı bu dönemde Türkiye’deki AKP-Saray İktidarı da ABD ve NATO’yu oyalamakta, bu yolla Rusya’nın Ortadoğu’da AKP-Saray Hükümeti’ne yaptığı baskıyı azaltıp, iktidarını sürdürmek için Rusya’nın desteğinden yararlanmaktadır.

Ancak bu tutumunu antiemperyalist ve antikapitalist olmadığı için sağlam bir temele dayandırmadığından dolayı NATO’nun ve ABD’nin isteklerine uygun olarak ileride değiştirmesi olasıdır.

Şimdilik NATO ve ABD’de Türkiye’deki seçimleri beklemektedir.

Türkiye’deki seçimler sonuçlandıktan sonra NATO’nun ve ABD’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’ye yapacağı baskılar daha fazla artacaktır. AKP-Saray İktidarının seçimlerden sonra da iktidarda kalmayı başarırsa bu baskılara uzun süre dayanamayacağı açıktır.

Bunun dışında Millet İttifakını oluşturan muhalefet partilerinin de Rusya-Ukrayna Savaşı’nda AKP İktidarına göre NATO’ya ve Amerikan Yönetimine daha yakın göründükleri de bir gerçektir.

Bu durumda Türkiye’de anti, emperyalist ve antikapitalist güçlü bir devrimci muhalefet hareketinin ortaya çıkması, Türkiye’nin emperyalist güçlerin müdahalelerinden daha az etkilenmesi ve emperyalist müdahale ve çatışmaların dışında kalabilmesi için zorunludur.

Bunun için de tüm Marksist-Leninist devrimci örgüt ve partilerin Amerikan Emperyalizmine, NATO’ya ve kapitalizme karşı verilecek mücadelede birlikte hareket etmeleri gerekmektedir.

**********
3-
Türkiye’de son dönemde kira, gıda ve doğalgaz başta olmak üzere fiyatlarda büyük artışların yaşanması ve enflasyon çok yüksek bir düzeye çıkması, emeğiyle ve ücretiyle geçinen birçok kişiyi ve aileyi, giyim ihtiyacını karşılayabilmek için taksitle kıyafet almaya veya ihtiyacı olan mont ve giyim eşyası için kredi almaya yöneltmektedir.

Bunun dışında Türkiye’nin en çok turist ağırlayan ve en fazla turizm geliri elde edilen şehirlerinden biri olan Antalya’da fiyatların hızla artması sonucu yoksulluk içinde yaşayan birçok aile ve yurttaş, giyim ihtiyaçlarını karşılayabilmek için eskiden bitpazarı denilen yerlere gidip buradan alış veriş yapmaktan kaçınmamaktadır.

Son üç yılda böyle yerlere gelip alış veriş yapanların, giyim eşyası alanların sayısında büyük bir artış olduğu gibi, birçok yurttaş da gıda başta olmak üzere ihtiyacı olan ürünleri alabilmek ve harcamalarını karşılayabilmek için eski elbiselerini ve kıyafetlerini buralarda satarak ek gelir elde etmeye çalışıyorlar.

Antalya’da bu pazarlarda pazarcı olmadığı halde eski kıyafetlerini ve eski giyim eşyalarını satanların çoğu ise işsizlerden ve emeklilerden oluşmaktadır.

Çünkü bu insanlar kira giderlerini ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bu pazarlara gidip eski giyim eşyalarını satmak zorunda kalıyorlar.

Bunun dışında bu pazarlarda eski ve kullanışlı kırtasiye malzemeleri de satılıyor.

Bu malzemelerin de müşterisinin çok olduğu da son dönemde bir Türkiye Gerçeği olarak karşımızda duruyor.

Aileler, dışarıda oldukça pahalı olan kırtasiye malzemelerini eski ve kullanılmış eşya ve ürünlerin satıldığı bu pazarlardan alıyorlar.

Antalya’da yaşanan bu manzara ve karşılaşılan sorunlar aslında tüm Türkiye için geçerlidir.

Bütün bunlar AKP İktidarı döneminde son üç yılda halkın nasıl yoksullaştığını, yoksulluğun nasıl yayıldığını ortaya koyuyor.

Doğalgaz ve elektrik faturalarında görülen büyük artışlar, kira fiyatlarındaki artışın büyük şehirlerde, özellikle Antalya ve İstanbul’da tavan yapması, Türkiye’de ünlü Rus Yazarı Maksim Gorki’nin yoksul insanların yaşamını, acı ve sıkıntılarını dile getirdiği sahnelere benzer sahnelerin yaşanmasına neden oluyor.

AKP-Saray İktidarı sermayeye sürekli yeni kaynaklar aktarıp, sermaye sınıfının vergi borçlarını affedip, azaltırken, vergi yükünün gittikçe daha büyük bir bölümünü emekçilerin işçi sınıfının üzerine yıkarak, iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırarak, işçi sınıfını ve emekçileri gittikçe daha düşük ücretlerde çalışmaya mahkûm ederek yoksulluğun dramatik boyutlara gelmesine yol açmıştır.

Antalya’da eski giyim ve kırtasiye malzemelerinin satıldığı pazarlar ve bu pazarların yoğunluğu bunun acı ve iç burkucu bir örneğidir.


10 Şubat1953 - 21 Temmuz 2021

DİSK BASIN-İŞ ESKİ GENEL SAYMANI

TSİP MYK ÜYESİ SERMİN ÖNER (ŞAHİN),

ÖLDÜ...

AMA, YENİLMEDİ...

ÇÜNKÜ,

"TESLİM OLMAYANLAR YENİLMEZ"

Nâzım Hikmet:

Ölenler
Dövüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!

Akın var
güneşe akın!

Güneşi zapt edeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!

Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!

Haykırdı en önde giden,
emreden!

Bu ses!
Bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!

Emret ki ölelim
emret!

Güneşi içiyoruz sesinde!

Coşuyoruz,
coşuyor!..

Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!

Akın var
güneşe akın!

Güneşi zapt edeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!

YOLDAŞIMIZ, MYK ÜYEMİZ SERMİN ÖNER'İ

SEVİYLE VE SAYGIYLA ANIYORUZ.


TSİP PROGRAMINDAN:

KADINA ŞİDDET'E HAYIR

b) Dayak ve her türlü yıldırma yöntemleri en ağır biçimde cezalandırılacak, insanlık onurunu ayaklar altına alan, kadının kendi bedenini herhangi maddi çıkar karşılığı satması kesin olarak önlenecek, fuhşun tuzağından kurtulan kadınların onurlu bir yaşama kavuşması için iş sağlanacak, fuhşun ve kadını aşağılayan diğer baskıların nesnel koşulları ortadan kaldırılacaktır.




TURGUT KOÇAK YOLDAŞIN

"SOSYALİST ÖĞRETİ YENİDEN"

BAŞLIKLI YAZILARININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ


Av. İdris Köylü

AV. İDRİS KÖYLÜ YOLDAŞIN WEB SİTESİ

AV. İDRİS KÖYLÜ YOLDAŞIN SİYASAL YAZILARI

AV. İDRİS KÖYLÜ YOLDAŞIN SANATSAL YAZILARI

İdris Köylü arkadaşa soru-görüş ve önerilerinizle ilgili mail gönderebilirsiniz


Turgut KOÇAK:

VELİ GÜRCAN

Veli Gürcan yoldaşımız Isparta Lisesi’nde öğrenciyken komünist olduğu gerekçesiyle disiplin kuruluna verilmiş daha sonra da okuldan uzaklaştırılmıştır. Lise son sınıfı bu yüzden Afyon’da okumak zorunda kalmış, liseyi bitirdikten sonra ise İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümüne girmiştir. Burada TİP üyesi olan Gürcan daha sonra kurulan TİP’in gençlik örgütü Sosyalist Gençlik Örgütü’ün (SGÖ) yöneticisi olmuştur.

12 Mart faşizmi ile birlikte kapatılan TİP’ten sonra ise daha sonra TSİP’i kuracak olan bir grup arkadaşla birlikte olmuştur.

İyi bir sokak tiyatrocusu olan Gürcan Kavel direnişine de katılarak direnişçiler için moral kaynağı olmuştur. 12 Mart faşizminin yüzünden son sınıfta öğrenimini bırakmak zorunda kalan Gürcan, parti çalışmaları yüzünden okula devam edip okulunu bitirememiştir. 12 Eylül sonrasında da çalışmaların içinde yer alan arkadaşımız Filistin’de de bulunmuş daha sonra Avrupa’ya gitmiş ve kendi isteği ile yeniden Türkiye’ye dönmüştür. Parti çalışmaları yüzünden 1985 Temmuzunda tutuklanmış ve bir süre içerde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştır. Parti içinde başlayan tartışmalarda yer almış ve görüşlerini dile getirmiştir.

Son toplantıdan birlikte ayrılırken diğer arkadaşlara ben; “bu parti kendi adıyla yeniden kurulacak, ilke, kitle, Gerçek, Sosyalist ve Gerçek yeniden çıkarılacak” dedim. Gürcan’la sözleştik ve ölünceye kadar kendisiyle sözleşmemizi bozmadık. Bugüne kadar ne onun ne de bizim birbirimizle ilgili sarfettiğimiz tek kötü söze kimse tanık olmuş değildir. Kendisi partimizin yeniden açılış genel kurulunda delegemizdi ve genel kurulumuzda kendisine yakışır bir konuşma yaparak bize güç ve destek verdi. Onu, insan olan Veli Gürcan’ı unutmayacağız.

Değerli yoldaşlarım insan kimileri ile öylesine güzel şeyler paylaşır ki, bunlar ölünceye kadar unutulamaz. Benim gerçekte Veli Gürcan’la paylaştıklarım da böylesine unutulmayacak güzelliklerdi ve bunları, bu güzellikleri korumayı vefa borcunun çok ötesinde şeyler olarak algılıyor ve sahip çıkıyorum.

Kendisini en son görüşüm Senirkent’te yaşadığı bağ evinde oldu. Yaşadığı sıkıntıyı oradan hemen uzaklaştırılması gerektiğini biliyorduk. Çıkıp iki partili bayan arkadaşla birlikte yanına gittik. İki gün orada kaldıktan sora üçüncü gün aramızda sözleşerek ayrıldık. Biz oradayken Afer Kara ve çocukları da geldiler. Onlarda Veli arkadaşı çok severlerdi, şimdi düşünüyorum da keşke onlar gelmemiş olsalardı diyorum. Çünkü kendisiyle sözleşmiş işlerini düzene koyar koymaz partiyi tüm Türkiye’de örgütlemek üzere sözleşmiştik. Onlar Veli Gürcan’ı ikna edip tatile götürdüler. Oysa biz kısa bir süre sonra bir araya gelecek ve birlikte parti tarihini yazacaktık. Oysa Veli oradan İzmir’e geçmiş bizden bir süre daha zaman istemişti. Ne yazık ki zamanı uzun sürdü ve bir daha geri dönemedi. Veli Gürcan hastalanmıştı.

Oysa kendisiyle sözleştiğimiz üzere Ankara’da ev bile hazırlamaya başlamıştık. Çünkü kendisi artık kimsenin evinde kalamayacağını söylemişti bize. O görüşmeden bende kalan unutamadığım şey abisinin eşinin bize söylediğidir. Abisinin eşi bize ne edin edin Veli ağabeyimi buradan götürün demişti. Çünkü; Veli ağabeyim bağ evinde yalnız diye düşündüğüm için bir kadına düğürlük ettim o kadın da, “o aklını yemiş adama mı kaldım’ diye beni geri çevirdi demişti…

Kendisiyle son görüşmemse bir telefon konuşmamız oldu. Cezamızın kesinleştiği için aranır durumdaydık. O ise İzmir Göğüs Hastanesi’nde neredeyse son günlerini yaşıyordu. Bana kendi durumunu önemsemeden “Yahu ağam nedir bu devletin senden istediği” demişti. Sonra öldü cenazesine bile gidemedim. Birkaç gün sonrada Ankara’da düzenlenen bir operasyonla tutuklandım.

O öldükten sonra kendisine TSİP’li ya da değil pek çok çevre sahip çıktı. Ve hatta mezarını bile yaptırdılar. Gerçekte bu insanoğlunu anlamak çok zor. O sağken kimsenin içtenlikle sahip çıkmadığı Veli Gürcan her nedense birden sahiplenilencek insan olarak görüldü ve herkes orada görünmek için yarıştı. Şimdi kızı Aslı’nın mezarı başında söylediği “Babamın ne çok dostları varmış” sözü nasıl da hüzünlendirici değil mi?

Ve zaten bu işte her zaman için bir gariplik olmuş, benim de aklıma hep takılmıştır nedense. Tanıdığım bir çok komünist kimseyi sağken her nedense arayan soran olmamıştır ama öldükten sonra kimi zaman salonlarda, kimi zaman mezarı başında birileri anar olmuştur. Burada kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur betimlemesi biraz yerine oturan bir benzetme değil ama her nedense bütün anmalar bu alışkanlıklar içinde yapılıyor. Beni de asıl kızdıran şey budur. Ama biz TSİP’liler olarak söz veriyoruz Veli Gürcan yoldaşımızı kendi emekleri ile anacak ve kendisin asla unutturmayacağız.

Parti olarak Veli Gürcan’ın adını yaşatmak için onun adına sayısız çalışmalar yapacak olan eylemlilikler yürüteceğiz. Bu konuda ilk işimiz Veli Gürcan’ın adını verdiğimiz PARTİ OKULU olacaktır. Onun adına bilimsel araştırmalar düzenleyecek yazın alanında etkinlikler düzenleyeceğiz.

Bu partide Veli Gürcan’ı herkesten çok daha iyi tanıyan biri olarak onu gerçek insanlığı ile döne döne anarak hakkında düşündüklerimi bitirmek isterim.

Kimi insanlar vardır ki, devrimcidir. Ama sadece devrimcidir. Onların devrimcilikleri de soğuk demir gibidir insanı asla ısıtmaz. İnsanı asla ta can evinden sarıp sarmalamaz. Onlara bir türlü ısınamazsınız, söyleyeceklerinizi bile söylemekten çekinir ve hatta başka dünyaların insanları olduğunuzu bile düşünürsünüz. Bu gibiler çoğu zaman bu durumlarına sayısız neden ileri sürebilirler. Çoğu zaman da bu davranışlarını disiplin adı altında sürdürürler. Oysa gerçeklerin öyle olmadığını küçücük bir sınama denemede bile yakalar ve hayal kırıklığına uğrarsınız.

Şimdi gelelim Veli Gürcan’a; bu arkadaşımız ne adına olursa olsun o sıcak, o kucaklayan insan yanını bir kez bile olsun es geçmiş biri değildir. Kendisine en ağır sözler söyleyen kimseleri bile hoş görmekle kalmamış onları Veli Gürcan sıcaklığı ile sarıp sarmalamıştır. Veli Gürcan sıcaklığı dedimse kimse bu da nasıl bir şeydir deyip geçmemelidir. Gerçekten de onu tanıyanlar benim bu tanımlamama hak vereceklerdir. Bu nedenle bizim partimizde yoldaşlar arasında sıcaklığın adı da Veli Gürcan sıcaklığıdır. Bu sıcaklığı ve insan davranışını her yoldaşımıza karşı sonuna kadar korumak Veli Gürcan arkadaşımıza bizim borcumuzdur diye düşünüyor, attığımız her adımı buna göre atıyoruz.

Şimdi o yok. Ama onunla birlikte biriktirdiğimiz bütün değerler bizim için yeri doldurulamaz önemde birer hazinedir.

Gürcan’ın babasını da iyi tanıyan biri olarak Veli Gürcan’daki güzelliklerin kaynağını çok iyi biliyorum.

Her ikisini de bu nedenle bir kez daha yürekten anmayı bir görev sayıyorum.

Behice Boran:

'Sosyalist Doğulmaz, Yaşanır'

İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’ndaki duruşmada hakim karşısına çıkarıldı.


DİNLENE DİNLENE...

Hakim sordu: Çıktınız mı?

-Çıktık.

-Ne yapacaktınız?

-Taksim’e doğru yürüyecektik.

-Peki neden çıktığınız?

-1 Mayıs emeğin bayramı, mücadele günüdür. Biz de o sınıfın partisiyiz, çıktık.

-Nereden çıktınız?

-Merter’den çıktık.

-Nereye gidecektiniz?

-Taksim’e.

-Merter neresi Taksim neresi, uzun yol; siz yaşlısınız nasıl gideceksiniz?

-Dinlene dinlene…”

YAZININ TAMAMI


SAYFA BAŞI